2016.01.29 11:21 Son Güncellenme: 2016.01.29 11:21 - EKONOMİ
Türkiye’de talep yüksek olmasına karşın, arz yetersizliğinin etkisiyle yükselen et fiyatları, yalnızca tüketicilerin cüzdanlarını değil, besici ve et endüstrisini de olumsuz etkiliyor.
29 BİN TON İTHAL ET GELECEK
Bakanlığın 29 bin ton ithal et getireceğini belirten Çetizli, “Etler geldiğinde piyasada bir oturma olacak. Peki oturma olduğunda ne olacak? Kasaplardaki, marketlerdeki etlerin denetlenmesi gerekiyor. Bugün 28 liraya kuzu kesiliyor. 60 liraya kuzu pirzola satılıyor. Bu doğal değil, uygun değil. Kasaplarında denetlenmesi gerekiyor. 24 liraya dana kesiliyor. 38-40 lira kıyma doğal değil. Bunların denetlenmesi gerekiyor. Tabi burada bir husus daha var. Et ve Süt Kurumumuz piyasalardan ucuza et sattığını biliyoruz. Bunu kasaplarla mukayese ediyorlar. Ancak kasapların algısı, vergisi, işçisi var, maliyetleri yüksek. Zararı da, karıda kendi çekiyor. Ama Et ve Süt Kurumu zarar da etse devletimiz karşılıyor. Bununla kasaplar mukayese edilemez. Et ve Süt Kurumuyla bir tutulamayız. Ama tabi ki, vatandaşımızın ucuz et yemesini isteriz. Önce devletin girdi maliyetlerini düşürmesi gerekir. Elektrik, yem, su gibi her türlü girdiyi düşünmesi gerekir. Desteklerin artması gerekir. Hala biz 8 senedir Anaç-Sığır Desteği olarak 225 lira alıyoruz. Bu desteğin daha fazla olması gerekir. Süt desteği 9 kuruşa çıktı. İnşallah daha da artacaktır. 2012 yılında devletimiz besi danasına et desteğini 300 liradan başladı. Bunu sonra 150 liraya indirdi. Stopajı, vergisi derken alacağı paradan daha fazla ödeme yapıyor. Bu nedenle başvuran olmuyor. Elimizdeki hayvanların resmi kaydını tutmamız gerekiyor. Ama 2014’ten 2015 yılına kadar yüzde 50 fire verdi” diye konuştu.
"SADECE ET GELMESİN"
Devletin et üreticilerine yönelik teşvikini arttırması gerektiğini belirten Şaban Çetizli, “Ben et gelmesin demiyorum. Ama et mi, hayvan mı geldiğinde karlı olduğunun hesabını yapmak lazım. Bizim birlikler olarak projelerimiz vardı. Üç senedir Bakanlıkla görüşüyoruz. Burada üreticimize, işçimize istihdam yaratmamız lazım. Hem köylümüze para kazandıracağız hem istihdam yarattıracağız hem de katma değer sağlatacağız. Biz hayvan getirirsek ne olur? Bu hayvanı getirdiğimiz de derisiyle bir katma değer sağlayacağız. Kaç tane iş kolu bundan ekmek yiyecek. Sakatatından, bağırsağından aynı şekilde. Ama dışarıdan sadece et geldiğinde burada benim kanaatim birileri sebeplenecek diye endişem var. Bundan dolayı ben hayvan gelmesini istiyorum ve üreticiye de sıfır faizli besi danası dağıtılmasını istiyoruz” dedi.
"ŞU AN İNEGÖL’ÜMÜZDE VE BURSA CİVARINDA ŞAP HASTALIĞI BİTMİŞTİR"
Şap hastalığıyla ilgili zamanında açıklamalar yaptığını belirten Şaban Çetizli, “Bununla ilgili sonrasında bazı tepkiler gelmişti. Bakanlığımız, il ve ilçe Müdürlüklerimiz güzel çalışmalar yaptılar. Anında müdahaleler yaptılar. Aşı çalışmaları yapıldı. Şuan İnegöl’ümüzde ve Bursa civarında şap hastalığı bitmiştir. Şap hastalığı nedeniyle hayvan pazarlarının kapanmasında et fiyatlarına bir yansıma olmadı. Bazı spekülatörler bunu sebep gösterdi. Hayvan bulamıyoruz dedi. Hayır, et var. Et ve Süt Kurumu büyük firmalara et verdi. Biraz rahatlama oldu. İnegöl’de 38 lira olan kıymaya 36 lira yazanlar bile var. 34-33 liraya verenler var. Piyasada biraz oturma var. İthal et gelecek. Diğer yandan canlı hayvan geliyor ama Türkiye’de et pahalı değil. Gelir düzeyi düşük olanlara pahalı. Ama tabi ki bonfile, pirzola yüksek fiyata satılıyor. Ben pirzolanın 40 liradan, kıymanın da 32 liradan satılmasın isterim. Ama tabi ki girdi maliyetleri düşük olursa bunlar olur” şeklinde konuştu.