2020.03.18 10:40 Son Güncellenme: 2020.03.18 10:40 - GÜNDEM
"Koronavirüs bundan 80 yıl önce tanımlanan bir hastalık. Salgın zamanla mutasyona uğradı. Kılık değiştirdi. Korkulduğu kadar öldürücü değil. Yakalananların %97'si yaşıyor. Ülkemiz bu konuda çok daha ciddi adımlar attı. Bu bir orman yangını gibi... Eğer çevredeki ormanları da kontrol altında tutmazsanız bir kozalak oraya sıçrar ve devam eder"
"Koronavirüs bundan 80 yıl önce tanımlanan bir hastalık. Salgın zamanla mutasyona uğradı. Kılık değiştirdi. Korkulduğu kadar öldürücü değil. Yakalananların %97'si yaşıyor. Ülkemiz bu konuda çok daha ciddi adımlar attı. Bu bir orman yangını gibi... Eğer çevredeki ormanları da kontrol altında tutmazsanız bir kozalak oraya sıçrar ve devam eder"
FUAT UĞUR-TÜRKİYE GAZETESİ
Türkiye en az etkilenen dört ülkeden biri de olsa koronavirüs salgını hepimizi ciddi biçimde ürkütüyor, bazen evhamlara ve olmadık "tedbir"ler almamıza yol açıyor. Oysa öncelikle bu tür salgınlarda panik olmamak en önemli direnç noktasını oluşturuyor. Bunun yolu da bilgilenmekte ve bu bilgiyle de soğukkanlı hareket etmekten geçiyor. Bu yüzden Sağlık Bilimleri Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. İlyas Dökmetaş ile konuştum ve aklımdaki tüm soruları ona sordum. Verdiği cevapları da buradan paylaşıyorum.
∂ Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) koronavirüs salgınının merkez üssünün Avrupa olduğunu bildirdi. Ne demek istedi, Avrupa ile mi başladı bu salgın?
Hayır, DSÖ bazı konularda geç kaldı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu konuda çok daha ciddi adımlar attı. İlk olay geçen yılın aralık ayı başında Çin'de başladığında DSÖ "Çin için yüksek risk, dünya içinse sadece risk" diyordu. Pandemiye hiç girmedi, acil durum hiç ilan etmedi. Ama çok kısa süre sonra Çin'in hemen komşularında; Güney Kore ve Japonya'da artışlar oldu. Baktı DSÖ iş ciddiye biniyor, bu kez yeni bir açıklamayla "Dünya için de yüksek bir risk" dedi. Çin çok sıkı önlemler aldı. Sonunda Çin'deki yangın söndürülebilme noktasına geldi. Her gün hasta sayılarına binlercesi eklenirken son günlerde 8 ve 10'lara düştü. Dünya ise bunu hafife aldı. Özellikle İran ve İtalya gibi ülkeler bu konuda başı çekiyor. Hastalık bu ülkelerde ortaya çıktığında Sağlık Bakanı'mız Fahrettin Koca bu ülkelerin sağlık bakanları ile görüştü ve onlara Çin'deki karantinayı önerdi. Bunu yaparsanız sınırlarımızı kapatmayız dedi. Kum kentini işaret etti özellikle. İran'ın yöneticileri ise "Bunlar Orta Çağ'dan kalma yöntemlerdir, burası dinî bir merkez bunu yapamayız" dediler. Sonunda onlar da geri adım attıklarında iş işten geçmişti. Aynı şekilde İtalya da "Sağlık sistemimiz çok iyi biz zenginiz ve bunun üstesinden geliriz" diye düşünüyordu ama nüfusu çok yaşlı olan İtalya'da salgın gecikmedi. İspanya'da da olağanüstü hâl ilan edildi... Fransa, Almanya, İsviçre ve diğer ülkeler de öyle. DSÖ de bu durumda gelen yeni hastaların yüzde 80'i Avrupa'dan çıkınca Avrupa'yı salgının merkezi ilan etti.
KAYNAK. TÜRKİYE GAZETESİ