Hangisi hayal kırıklığı?

Samet Çayır 22 Ocak 2018 Pazartesi, 16:38

Tarih, 22 Haziran 2017, yer Özlüce Tesisleri... Bursaspor'la sözleşme imzalayan Paul Le Guen, imza törenindeki coşkulu taraftara, "Pas oyunu oynamak istiyoruz. Her maçta topa sahip olmaya, üretken futbol oynamaya çalışacağız" demişti.

Aradan tam 214 gün geçti; ancak bu cümlenin sahaya yansıdığını bir maçta bile göremedik. Ligin ilk yarısında alınan galibiyetlerde bile hücumda etkisiz kalan Bursaspor, golleri ya duran toptan ya da kontrataktan buldu. Yani aslında Timsah, kazandığı maçlarda bile bana keyif vermedi. O dönemde de yazmıştık; fakat kimse aldırış etmedi.

SAPLA SAMANI KARIŞTIRDILAR

Dün Timsah Arena'da anormal olan şey Medipol Başakşehir'e yenilmek değildi, Bursaspor'un 45 dakika boyunca orta sahayı geçememesiydi. 'Kapanmak' ile, 'Topun arkasına geçmek' arasında çok fark var. Kapanan takım, rakibe alan vermez, rakibi rahat ettirmez. Mesela 2010 model Mourinholu Inter öyle bir kapanıyordu ki, belki de futbol tarihinin en iyi takımı olan Pep Guardiola'nın Barcelona'sı bile o kilidi açamıyordu. Bursaspor'un yaptığı ise kapanmak değil, sadece topun arkasına geçmek. Yani sapla samanı karıştırmak. 11 kişi topun arkasında olmasına rağmen rakip bekler Kültürpark'ta gezercesine bomboş ve rahat hareket etti. Pozisyonlar üst üste geldi. Böyle olunca da topun arkasına geçmenin hiçbir anlamı olmadığı gibi, farklı mağlubiyetin gelmesi de kaçınılmaz oldu. Üstelik sezon başından beri belki de tek olumlu taraf olan kontratağı da beceremedi takım bu kez. Neresinden tutarsan tut, elinde kalıyor.

Paul Le Guen her maç sonunda, "Hayal kırıklığına uğradım" demekle meşgul. Peki camianın ve taraftarın hayal kırıklıkları ne olacak? Bu hayal kırıklığının sebebi kim? Kim teşhis edip, tedavi aşamasına geçecek?

Bursa'da Manchester United'a karşı bile daha iyi oynayan bir Bursaspor varken, dün bir Süper Lig takımına karşı kendi yarı sahasını geçemeyen Bursaspor'u görmek hayal kırıklığı değil mi?

İlk gole kadar Başakşehir'in zorlu Bursa deplasmanında(!) %81 topla oynaması hayal kırıklığı değil mi?

Bu takımın oyun kalitesi olarak Yeni Malatyaspor ve Sivasspor'dan çok daha geride olması hayal kırıklığı değil mi?

Aşırı defansif görev verilmesinden dolayı adeta bir çapaya dönüşen Pablo Martin Batalla'nın Bursaspor kariyerindeki belki de en verimsiz dönemini geçirmesi hayal kırıklığı değil mi? 

İstanbul dükalığına son verilmek için kurulan Bursaspor'un; Beşiktaş, Fenerbahçe, Galatasaray'dan 1 puan bile alamaması hayal kırıklığı değil mi?

Avrupa'ya gitmek için en kısa yol olan Türkiye Kupası'nın son 16 turunda, ilk maçta oyunculara izin verilerek yedeklerle çıkılması ve turun kaybedilmesi hayal kırıklığı değil mi?

Hocanın söylediği şeyler mi daha çok hayal kırıklığı, yoksa yukarıda yazanlar mı? Bunu iyi analiz etmek lazım.

İSİMDEN KURTARIYOR

Ben eminim ki hoca Fransız değil de bir Türk olsaydı, çoktan gönderilmişti. Ama isme değil, sahaya bakmak lazım. Alanyaspor maçından sonra sonuç ne olursa olsun, Beşiktaş maçına bir kan değişikliği ile çıkmak şart. Fakat ilk önce Ali Ay'ın çelişkilerinden kurtulup, daha önce söz verdiği biri aklı başında bir sportif direktör getirmesi gerek. Yoksa geçen sezon yaşanılan şeyler yine yaşanılır, bu kulüp cümle aleme rezil olur.