Bursaspor'u küme düşüren 6 sebep

Samet Çayır 27 Mayıs 2019 Pazartesi, 17:14

Hayat; hatalarından vazgeçmediğinizde sizden mutlaka bir gün hesap sorar. Futbol da hayata çok benzediğine göre, Bursaspor da bu denklemden nasibin almış bulundu. Evet Bursaspor büyük bir camia; fakat büyüklük her şeyi kurtarsaydı, Titanic batmazdı...

Yeşil-beyazlı camiayı, küme düşüren sebeplerden başlıcaları şunlar olsa gerek:


1-) Ali Ay'ın yeniden seçilmesi

Bir insanın geçmişte yaptıklarına bakılarak, gelecekte de ne yapabileceğini az çok tahmin edersiniz. İnsan denen varlık, bir kez hata yapar; ancak bunu sürekli hale getirdiyse, artık yolları ayırmanın vakti gelmiştir. Son seçimde Bursaspor'un bu yüzden bir kan değişikliğine ihtiyacı vardı; fakat bu gerçekleşmedi. Şehrin dinamiklerinin desteğini alan Ali Ay, kongreden galip çıkarak yeniden Bursaspor Başkanı olmayı başardı. Fakat özellikle transfer konusunda yaptığı hatalar, kulübün sonunu getirdi. Ona maddi destek sözü verip aday olmasını isteyen şehrin dinamikleri de destek vermeyince yarı yolda kalakaldı. Kısacası, Bursaspor'un küme düşmesinin en büyük sebebi Ali Ay oldu.

2-) Samet Aybaba'nın göreve getirilmesi

Başkan Ali Ay'ın, kongre sürecinde belki de tek heyecanlandıran vaadi, yeni bir scout ekibi oluşturup, şefliğine de Ilgaz Çınar'ı getirecek olmasıydı. Sırf bu yüzden bile normalde onu desteklemeyecek olan insanlar, kongrede oy verdi. Fakat aynı zamanda teknik direktör olarak Samet Aybaba'yı getirmesi, büyük bir çelişki içeriyordu. Zira bu tip geleneksel zihniyetteki hocaların; modern futbolu yakından takip eden personellerle sağlıklı bir biçimde çalışması imkânsıza yakındı. Aybaba'nın gelir gelmez imza töreninde, "Patron benim" ifadesini kullanması, aslında olacakları gösteriyordu.

3-) Transferde anlaşmazlıklar

Sezon başında transfer döneminde Bursaspor'un kadrosunun hemen hemen tamamen yenilemesi gerekiyordu. Bu doğrultuda hem scout ekibi hem de yönetim çalışmalarını sürdürdü; fakat gelinen noktada scout ekibi ile teknik heyet arasında fikir ayrılıkları ortaya çıktı. Scout ekibinin önerdiği futbolcuların birçoğu Samet Aybaba tarafından veto edildi. (Tyler Boyd, Güven Yalçın vs...) Bazıları ise maddi imkânsızlıklardan ötürü alınamadı. Bunların yerine, Aybaba'nın iki sezon önce çalıştırdığı Sivasspor'da bile forma giyemeyen Henri Saivet, kariyerinin sonlarında Vergini gibi futbolcular transfer edilince kadro kalitesi bir hayli düştü.

4-) Santrfor transferinin yapılamaması ve maddi kriz

Sezonun ilk yarısında çoğu maçta galibiyeti hak eden taraf olan Bursaspor, bir türlü sonuca gidemedi ve kaliteli bir santrfor eksikliğini yakından hissetti. Diafra Sakho, kulübün maddi sıkıntısından dolayı alacakları zamanında ödenmeyince, tabiri caizse 'salma' yaptı. Umut Nayir, gelen fırsatları iyi değerlendiremedi. Eğer yeterli kaynak bulunup transfer tahtası açılsaydı ve hem mevcut futbolcuların hem de gelecek olan birkaç oyuncunun maaşları zamanında ödenseydi, Bursaspor küme düşme tehlikesi bile yaşamyacaktı. Bir santrfor transferi bile, takımı rahatlatabilirdi ama yapılamadı.

5-) Mesut Bakkal'ın inanılmaz saçmalıkları

Samet Aybaba'nın ani istifasının ardından göreve gelen Mesut Bakkal, Alanyaspor ve Kayserispor'da yaptığını Bursaspor'da yapamadı ve takım küme düştü. Bakkal; özellikle oyuna sonradan girdikten sonra bile takımın pas kalitesini arttıran Furkan Soyalp'i nedense hiç ilk 11'de düşünmeyip, iki tane 6 numara ile oynadı. (Aytaç-Badji) Yetmedi, üzerine Trabzonspor ve Yeni Malatyaspor maçı haricindeki tüm karşılaşmalarda iki tane sol bek ile maçlara başladı. Özellikle Bursaspor'un kazanmak zorunda olduğu Göztepe karşılaşmasında sol bekte Latovlevici, önünde ise Onur Atasayar'ın oynaması; Tunay Torun ve Yusuf Erdoğan'ın yedek bırakılması, akıl tutulmasından başka bir şey değildi. Üretkenlikten şikâyet eden hocanın, hücum kalitesini arttırmak için hiçbir şey yapmaması,Türk hocaların kalitesini anlatan ibretlik bir hikâyeydi. İdmanlarda ayak tenisi oynayan takım, futbola yabancı kaldığı için küme düştü.

6-) Bursaspor tribünlerinin sınıfta kalması

Özellikle 2000'lerin başında, Türkiye'nin en ateşli tribünü olan Bursaspor tribünü; bu sezon tanınmayacak haldeydi. Bunda yeni modern stadyumların; Passolig'in etkisi olduğu kadar şehrin kültürel yozlaşmaya uğramasının da etkisi büyüktü. Bazı kesimlerle arasına mesafe koyamayan tribünün önde gelen isimleri, protesto edilmesi gereken yerlerde pasif kalınca, zayıf olan kesimin de sesi sadece sosyal medyayla sınırlı kaldı. Radikal'in; Maraton Platformu'nun ve Batı Alt tribününde yer alan taraftarların, sezon başında kale arkasına geçme fikrine yanaşmaması, tribünün kötü bir sezon geçirmesinin başlıca sebeplerindendi. Sonuç olarak yönetim, teknik direktörler, futbolcular ve hakemler kadar, Bursaspor taraftarı da bu sezon sınıfta kaldı.