İşte Bursa Efsaneleri

Sözlü gelenekte yaşayan efsaneler daha çok tarihsel kişiliklere, Bursa da yaşamış ünlü kişiler ve yerlerle ilgili efsaneler anlatılmaktadır. Hemen her efsanenin birçok varyantına rastlamak mümkündür. İşte Bursa'mızın dilden dile dolanmış o efsaneleri...

BURSA, 08 Şubat 2018 Perşembe, 12:43

Uludağ Efsaneleri Bilge seyyahlardan edinilen bilginin ışığında; Uludağ' ın eski adı Cebel-i Rahip (Keşişdağı) dir. Dervişler ve rahiplerin tarafından yapılan manastırlarda yaşamlarına devam ettikleri varsayılmaktadır. Karının, buzlarının İstanbul' a kadar götürüldüğü, tadına doyum olmaz alabalıklara sahip dereleri, hiçbir zaman erimeyen karının üzerinde yaşayan kar kurtlarından bahsedilir. Kurtların adının zülal olduğundan, kafaları koparılan bu kurtların vücutlarında sağlık niyetine taşıdıkları suyu içenin deva bulacağından söz edilir. Uludağ'da bulunan Softaboğan ismi verilen mevki de Yavuz Sultan Selim'in kardeşlerini ve çocuklarını tahta rakip çıkmamaları için "kardeş katli vaciptir " gereğince boğdurduğu bölge olarak tarihe geçer. Çok güvenilik deliller olmamasına rağmen, Bursa ahalisinin iyi eğitim almış ve insanlıklarının temiz ve duru olduğuna inandıkları bu şehzadelerinin öldürülmesini hatıralarından silemediklerini ve dilden dile bu bölgenin isminin efsanesiyle birlikte Softaboğan olarak geçtiği nakledilir. Diğer efsane ise şöyle ; Uludağ' ın yeşil yamaçlarında bulunan ve içinde ihtiyar bir kadın ve sarı kızı' nın yaşadığı bir kulübe bulunuyormuş. Sarı kızın da bir sarı ineği varmış. Bu sarı ineğin bir memesinden bal diğer memesinden süt akarmış. Sarı kız altın saçlı, ayva tenli, yakut dudaklı bir kızmış. Sarı ineğinin yanına inerek her gün olduğu gibi yine sütünü içip balını emecekmiş. Kulübeden çıktığı sırada çok derinlerden inilti gibi dokunaklı ince bir ses duymuş; Sarı kız ! Sarı kız! Şimdi geldim şimdi geliyorum. Ağlayarak mı yoksa çağlayarak mı geleyim? Sarı kız korkmuş, titremiş , soğuk soğuk terler dökmeye başlamış. Hemen anasının yanına koşmuş atmış kendini kollarına ve hüngür hüngür ağlamaya başlamış ve anlatmış başından geçenleri anasına bir bir. Bunun üzerine anası; Vardır bir hikmeti boş değildir duyduğun sesi bir daha duyarsan cevap ver bakalım demiş. Sarı kız akşama kadar, korkarak inmiş sarı ineğinin yanına. İyice etrafa bakmış, görememiş kimseyi.. Derken bir fısıltı. Aynı ses; Sarı kız ! Sarı kız! Şimdi geldim şimdi geliyorum. Ağlayarak mı yoksa çağlayarak mı geleyim? Zor olsa da kendini toparlamış sarı kız ve Çağlayarak gel, deyivermiş.. Sarı kızın bu sözü üzerine başlamış kayalar çatlamaya, taşlar yarılmaya, köpük köpük çağlamış sular durulmaz önünde. Sarı kız köpüklerin arasına karışmış, büklüm büklüm altın saçları çözülmüş, tel tel saçılmış, alev alev yanan yüreği erimiş sularda. Sular, sarı kız'ın saçıyla sararmış, alev alev yanan yüreğiyle ısınmış. Bursa'nın kaplıcalarının efsanesi böyle anlatılır halk arasında. İçinde erimiş kükürt ve kimyasallar yüzünden sarı ve sıcak olan bu sular Bursa'nın kehribar güzelidir. Yüzyıllardır bu sular Bursa' ya hayran, Bursa' da bu sulardaki güzele. Bir Diğer efsane ise şöyle ; Küçük bir çoban Uludağ' da bir adamın bahçesinde bulunan kestaneleri topladığı sırada bahçe sahibine yakalanır ve bir güzel dayak yer. Bu olay küçük çobanın çok ağrına gider ve yıllarca unutamaz. Gel zaman git zaman çoban büyür ve bir gün eşrafı ile Uludağ'da dolaşmaya çıkan padişaha bir iyilik yapar. Padişah; "Dile benden ne dilersen", der çocuğa. Bunun üzerine hiç tereddüt etmeden Uludağ'da bulunan bütün kestane ağaçlarının halka verilmesini ister. Padişah bunun üzerinde hemen fermanını verir ve o günden bu güne herkesin rahatça çıkıp toplayabileceği kestane ağaçlarını ahaliye bağışlar. Eski Yunanlılar Olympos' un şuan da Makedonya sınırlarında olan Tesalya Bölgesi' nde olarak kabul etmişlerdir. Fakat Antik Yunan'da, Ionia (Ege) ' de birden fazla Olympos Dağı vardır. Örnek olarak Uludağ' a Olympos denilmekteydi. Mitolojide anlatılana göre yaz ve kış vardı Olympos' ta. Fakat kışın soğuk ve rüzgar, yazın ise güneş ulaşamazmış Olympos Dağının zirvesine. Zirveyi kaplayan bulutların üzerinde Tanrıların babası Zeus' un görkemli sarayı bulunurmuş. Bütün tanrılar her sabah şafak sökerken onun sarayında toplanırmış. Kharites denilen bakire periler dans eder, Musalar (İlhan Perileri) şarkılar söylermiş Olympos Bahçeler' inde. Tanrılar "Nektar" ya da "Ambrosia" olarak bilinen ebedi gençlik ve güç veren Hebe' nin sunduğu içkilerini içerlermiş. Tüm gün boyunca insanların kaderlerini yönlendirmek için Zeus' un sarayında kalır gece olunca ise kendi saraylarına çekilip uykuya dalarlarmış. Aralarında sadece Hestia uyumaz ve Dünya' ya ışık veren ateşin sönmemesini sağlarmış. Tanrıların saraylarında kendi hizmetçileri bulunurmuş. Olympos Dağı'nın kapılarında "Horalar" yani "Saatler" olarak bilinen bakireler bekçilik edermiş. Horalar'ın anası olan Themis "Ebedi Adalet" bütün gün Zeus' un yanında oturur ve onu adaletli ve hikmetli olması için yönlendirirmiş. Kabul edilen kararları gök kuşağı rengi kanatları bulunan Iris ile iletirlermiş. Olympos'da insanların kaderlerini Themis'in diğer üç kızı olan Parklar sarayın duvarlarına yazarlarmış ve yazdıkları hiçbir şekilde değişmez ya da silinmezmiş. Parklar'ın en küçüğü Klotho yaşam ipini büker, Lakhesis, her insanın şansı doğrultusunda sarar, Atropos ise ömrü tamamlandığında ipliği kesermiş. Kötü günler için siyah, iyi günler için beyaz ip kullanılırmış. Olympos Dağında yaşayan tanrıların altısı erkek, 6sı kadınmış. Bunların haricinde Zeus ve Poseidon' un kardeşi Hades yer altında yaşamaktaydı. 13. tanrı Şarap tanrısı Dionysos' un Olympos' a katılması ile dağın sonu gelmiştir. Bursa'nın ilk yerleşim alanlarından biri olan Misi Köyü, turistler tarafından yoğun ilgi gören eski evleri, tarihi kalıntılarıyla büyük ilgi görmektedir. Nilüfer ilçesine bağlı olan köy 2000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Bilinen en eski adının Mysia olan köy hem doğasıyla hem de tarihi değerleriyle ziyaretçilerini büyülemektedir. Pekmezi ve Asma yaprağı ile çok tanınmıştır. Hristiyanlar için köy kutsal bir değere sahiptir. Köydeki civarında bulunan bir manastır kalıntısında İncil'in bir nüshasının saklı olduğu düşünülmektedir.

Renkli görüntüler! Sırtında yavrusuyla göle girdi
Astım hastalığı olanlar bu aylara dikkat