Korku, kaygı ve stres bağışıklığı zayıflatıyor

Salgın döneminde çok fazla habere maruz kalıp, sosyal izolasyon yaşamanın insanlarda kaygıyı artıran bir faktör olduğuna değinen Keyik, "Kendimizin ve sevdiklerimizin sağlığı hakkında korku yaşıyoruz. Ancak bu dönemde öncelikli olarak yapmamız gereken şeylerin başında bağışıklık sistemimizi güçlü tutmak geliyor. Fakat korku, stres ve kaygı bağışıklık sistemimizi zayıflatan faktörlerin başında geliyor" diye konuştu.
Kaygıyı kontrol edebilmenin yolları
Kaygıyı kontrol altına alabilmenin yollarından bahseden Keyik, "Öncelikle kaygımızı fark etmemiz gerekiyor. Belirli düzeydeki kaygı bizim önlem almamızı sağlayacaktır. Ancak düşük düzeydeki kaygı; bana bir şey olmaz şeklinde düşünmek ya da umursamamak veya tam tersi yüksek kaygı; felaketleştirmek ve sürekli gelecekle ilgili olumsuz düşüncelere kapılmak bizi olumsuz yönde etkileyecektir. Kaygımızı bazı faktörler tetikleyebilir. Örneğin; sürekli haber izlemek, sosyal medyadan görüntülere ve bilgilere maruz kalmak bize olumsuz yansıyacak, kaygımızı artıracak ve bizi travmatize edecektir. Bu süreçte güvenilir birkaç kaynak seçelim ve oradan gelen bilgileri doğru bilgi olarak kabul edelim. Sürekli olarak haber izlemek yerine günün belirli zamanlarda haber izleyelim. Kaygımızı, duygu ve düşüncelerimizi sevdiklerimizle paylaşalım. Çünkü onlarla iletişim ve paylaşım halinde olmak bize olumlu yansıyacaktır" dedi.
Salgın sürecinde sosyal etkileşimi minimum seviyede tutup, evde kendimize vakit ayırmamız gerektiğini ifade eden psikolog Büşra Keyik, sözlerini şöyle tamamladı: "Gün içinde olabildiği kadar hijyenimize dikkat ettikten sonra, rutinimize dönmeye çalışalım. Eğer evdeysek, evde bir rutin oluşturmaya çalışalım. Sosyal izolasyona dikkat ederek, evde bireysel aktivitelere yönelelim ve kendimize zaman ayıralım. Biliyoruz ki hepimiz aynı gemideyiz. Kendimizi korumak için alacağımız önlemler aynı zamanda toplumun da korunmasını sağlayacaktır. Toplum içinde dayanışma halinde olduğumuzda daha etkili ve güçlü olacağız. Bunun da geçeceğini unutmayalım."