İki farklı karakter, iki farklı yarışçı. Tek bir hedef: kazanmak. İşte bu kıyasıya mücadele, daha sonra film ve belgesellere konu olacak bir tarih yazdı.
PİSTİN HAYLAZ ÇOCUĞU
Mclaren'in yeni İngiliz pilotu James Hunt, 1975'te pistlerdeki üstün başarısıyla adından söz ettirmeye başladı. Sadece araba hızıyla gündem olmakla kalmıyor, özel hayatıyla da magazin sayfalarından hiç inmiyordu.
Kendine bir hayran kitlesi oluşturmaya başlayan Hunt'ın asi ve haylaz tavırları, yarış rekabetine de yansıyordu.
James'in Mclaren ile yaptığı anlaşma, hiç unutulmayacak bir sezonun senediydi... Formula 1 tarihi, gelmiş geçmiş en dramatik yarışa ev sahipliği yapacaktı.
ÜSTÜN ZEKALI BİR TEKNİSYEN
Avusturyalı yarışçı Niky Lauda aslında pilot değil, üstün zekalı bir teknisyendi. Yarış arabalarıyla olan teknik ilişkisi onu ölümcül bir tutkuya sürüklüyordu. Bir deneme sürüşünde gösterdiği performans bütün kaderini değiştirdi.
Hayatını değiştirecek o teklif, gecikmeden Ferrari'den geldi... Bu anlaşma Ferrari'yi yanıltmadı ve Lauda, ilk 7 yarışın 4'ünü kazanarak 1950'lerde zayıflayan markayı tekrar ayağa kaldırdı.
KIYASIYA MÜCADELE
Hunt ve Lauda'nın karakterlerindeki çarpışma pistlere de yansımaya başladı. Hayatı sürekli ti'ye alan serseri bir adamın karşısında, aile ve iş hayatını disipline adamış bir yarışçı (Lauda) vardı.
Döneme damga vuran bu ikili magazin sayfalarından düşmüyor, hayran kitleleri bile kendi arasında rekabet ediyordu.
GRAND PRİX'İN UNUTULMAZ KAZASI
Sezonun Almanya'da gerçekleşecek 10. yarışında bu iki dev isim, kıyasıya bir yarış için hazırdı. Fakat beklenmedik bir şekilde yağmurun şiddetini artırması, yarışın yapılıp yapılmayacağı tartışmasını gündeme getirdi. Lauda, duygularını bir kenara koyarak can güvenliği için yarışın yapılmamasını isterken, James tam tersini düşünüyordu.
Yarışın yapılması yönünde alınan kararın ardından, Nurbirgring pistinde araçlar yerini aldı. Motivasyonu sıfır şekilde yarışa başlayan Lauda 4. sıradan gelirken, süspansiyonda ortaya çıkan bir sorun, onu bariyerlere sürükledi. Bariyerden sekerek diğer araçlara çarpan Lauda'nın aracı alevler içinde kaldı.
O an, Grand Prix korkunç bir sessizliğe bürünmüş, içinden bir ceset çıkmasını bekliyordu...
Vücudunun neredeyse her yeri yanmış şekilde araçtan çıkarılan Niky hastaneye kaldırılırken, James mücadelesine devam etmekteydi. Lauda'nın olmadığı bir yerde bayrağı ilk görenin kim olduğunu tahmin etmek zor değil...
YANIK VÜCUDU YARIŞMASINA ENGEL OLMADI
Özel hayatlarında hiçbir zaman yıldızları uyuşmayan bu iki yarışçı, Lauda'nın kazasının ardından, pistlerdeki düşmanlığı gizli bir dostluğa çevirmişti. James için Niky, her ne kadar zafer için bir engel olsa da, pistlerde yarışmak istediği tek isim de oydu.
Psikolojik olarak büyük bir çöküntü yaşayan Niky Lauda, yoğun bakım altında delice bir karar alarak 12 Eylül'de İtalya Grand Prix'sinde yarışacağını açıkladı.
Yaraları hala taze olan Lauda, başladığı işi bitirmek üzere piste geri döndü. Fakat yağmurlu bir günün neredeyse ölümüne sebep olması, 2. bir risk almasını önledi. Lauda hava şartlarının kötü olduğu yarıştan çekilerek, James'in yarışı 1 puan farkla kazanmasına sebep oldu.
13 YILLIK ŞAMPİYONLUK
1977 sezonu sonunda Niky, ezeli rakibi Hunt'a 32 puan fark atarak ikinci şampiyonluğunu aldı. 1978'de Ferrari'den ayrılan yarışçı, 36 yaşında 13 yıllık Formula 1 kariyerine son verdi.
James ise 1976 yılında kazandığı Formula 1 şampiyonluğunun ardından pistlere veda ederek 1979'da emekliye ayrıldı. Özel hayatında her zaman sorumsuz davranan yarışçı, alkol probleminden dolayı 1993'te geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti.
''ZAFERE HÜCUM''
Niky Lauda'nın ezeli rakibi James Hunt ile olan bu mücadelesi, 2013 yılında Ron Howard'ın yönetmenliği ile beyaz perdeye uyarlandı. İkilinin kıyasıya rekabetini anlatan Rush (Zafere Hücüm) filminin başrollerini Chris Hemsworth ve Daniel Brühl gibi ünlü isimler paylaştı.
HAKKINEN & SCHUMACHER
1998 ve 2001 yılları arasındaki Hakkinen& Schumacher ikilisinin rekabetini bilmeyeniniz yoktur. Hikaye tanıdık geldi, değil mi?
Formula 1 dünya tarihinin en başarılı pilotu Michael Schumacher ve Uçan Fin (Hakkinen), Grand Prix'in altını üstüne getirmiş bir diğer iki yarışçı. Schumacher'in diskalifiye edildiği, Villeneüve'ün şampiyon olduğu sezonun son yarışında kariyerinin ilk zaferini kazanan Häkkinen, sıradışı bir rekabeti başlattı.
Yarıştıkları sezon boyunca ikili arasında gidip gelen şampiyonluk, Schumacher'ın bacağını kırmasıyla Hakkinen'e kaldı. Çekişmeli geçen 2000 sezonunun ardından, Schumacher pistlere dönerek zaferi geri aldı.
''Ah şu Grand Prix'in ağzı olsa da konuşsa...'' dedirten bu hikayeler, Formula 1 dünya tarihinin hiçbir zaman unutulmayacak anıları olarak hafızalarda kaldı...
En Çok Okunan Haberler
31 Mart 2024 Mahalli İdareler Genel Seçimi'nin kesin...
Bursa'daki dev fabrikadan flaş karar! Üretim...Bursa'da faaliyet gösteren otomotiv fabrikası TOFAŞ,...
Bursa'da yaya geçidinde feci kaza: Anne haya...Bursa'da yaya geçidinden yolun karşısına geçmeye çal...
Bursa'da yürekleri dağlayan feryat! Direksiy...Bursa'da araç sürdüğü sırada fenalaşan yaşlı adam ha...
Bursa'daki 3 ayrı mobilya devi iflasın eşiği...Bursa'da faaliyet gösteren 3 büyük mobilya firması i...
Bursa'da sürücüler dikkat... Hız koridorları...Bursa İl Emniyet Müdürlüğü sürücüleri hız kontroller...
Bursa'da 2 zincir market mühürlendiRamazan ayında denetimlerini arttıran Bursa İnegöl B...
Bursa'da bayram namazını kılarken hayatını k...Bursa'da yaşlı adam, bayram namazını kılarken hayatı...
Bursa'daki bu köyden şeker hastalığına iyi g...Bursa'nın İznik ilçesindeki Karatekin köyünde, çeşme...
Sigaraya büyük zam geldi!Tekel Bayileri Yardımlaşma Derneği Başkanı Erol Dünd...