Efendimiz'in müezzinleri

İbni Ümmü Mektûm'un iki gözü de görmez. Savaşta sancağı alıp, "Düşmanı görmediğim için sakınmam, üzerlerine yürürüm" der..

GÜNDEM, 07 Temmuz 2015 Salı, 10:31
Efendimiz'in müezzinleri
Geçen gün bir camide (haydi adını da söyleyeyim Yıldız Camii şerifinde) müezzin kardeşimiz bir aşrı şerif okudu ve yaptığı kısa duanın hitamında pirimiz Bilal-i Habeşi, Abdullah ibni ümmü Mektum ve Ebu Mahzeri'nin (Radıyallahü anhüm) mübarek ruhlarına… dedi. Tamam Bilal-i Habeşi hazretlerini az çok tanıyorduk da… Ya diğerleri? Onlar kimdi acaba? Okuyup araştırmalı aktarmalıydık okuyucularımıza. Efendim Abdullah ibn-i Ümmü Mektum İslam'ın ilk yıllarında iman saadetine eren bir sahabe. Gönül gözü açık ama baş gözü görmüyor, âma. Bu yüzden bazı seferlere götürülmüyor, Efendimize vekaleten (ne büyük şeref) Medineli müminlere namaz kıldırıyor. Asıl ismi “Amr”, Babası Kays bin Zâide, annesi Âtike bint-i Abdullah. “İbni Ümmü Mektûm” adıyla tanınıyor, Hatice bint Hüveylid (Radıyallahü anha) validemizin dayısının oğlu aynı zamanda. Hazret-i Enes anlatır. Hazret-i Cebrail, Peygamberimizin huzuruna gelmişti, İbni Ümmü Mektûm'a sordu “Gözünü ne zaman kaybettin?” -Çocukluğumda. -Biliyor musun Allah teâlâ “Ben bir kulumun gözünü aldığım zaman ona cenneti mükâfat olarak veririm” buyuruyor. Böylesi güzel müjdelere kavuşan İbni Ümmü Mektûm Efendimizin sohbetlerini kaçırmıyor. Ayet ayet Kur'an-ı kerimi ezberliyor. O gün Efendimiz Müslümanlara şiddetli muhalefetleriyle bilinen Velid bin Muğire, Utbe bin Rebîa, Ümeyye bin Hâlef gibi Kureyş ileri gelenlerine tebliğde bulunuyor, ayetler okuyor. Hatta dikkatlerini canlı tutmak maksadıyla da, "Nasıl, güzel değil mi" diyorlar. Bunlardan birinin bile iman etmesi çok önemli, müminler adına çok şey değişebilir, baskıdan kurtulurlar. O esnada İbni Ümmü Mektûm tutuna tutuna içeri giriyor ve “Yâ Resûlallah, Kur'ân oku. Allah'ın sana gönderdiğinden bana da öğret” diyor. Efendimiz Kureyş önderleri ile konuşmasına devam ediyor. Ve ilahi ikaz! Abese sure-i celilesinin ilk ayetleri nazil oluyor. Bu hadiseden sonra Peygamberimiz, ne zaman İbni Ümmü Mektûm'u görse iltifat ve ikramda bulunuyor “Ey Rabb'imin ikazına sebep olan kardeşim, merhaba” diyor. Mübarek hırkasını serip oturtuyor, hâlini hatırını soruyor. İbni Ümmü Mektûm, Medine'ye ilk hicret edenler arasında ve Mus'ab bin Umeyr ile birlikte Ensar'a Kur'ân-ı kerim öğretiyor. Mescid-i Şerif inşa edildikten sonra ona müezzinlik vazifesi veriliyor. Bakın şu işe ki İbni Ümmü Mektûm'un evi mescide pek uzak. Lakin tek vakit bile sektirmiyor. Değneği ve köpeği ile yol buluyor. Hazret-i Ömer onun can dostu, nerede görse koluna giriyor. İbni Ümmü Mektûm hazretleri hafızül Kur'ân. Çok hadis-i şerif biliyor, rivayet ediyor. Özürlülerle ilgili bazı hükümler onun sayesinde bildiriliyor. Efendimiz Veda Hutbesi'ni okuduğunda mübelliğlik yapıyor, (yüksek sesle tekrarlıyor) Cihadın ve mücâhitlerin fazîleti ile ilgili âyetler indiğinde, ağlamaya başlıyor. “Ya Resulullah; Vallahi, cihat etmeye imkânım-gücüm olsa, ederdim” diyor. Bir yandan da “Ya Rabbi; Özrümü beyân eden âyet indir! Özrümü beyân eden âyet indir” diye dua ediyor. Gerisini Zeyd bin Sâbit'ten (Radıyallahü anh) dinleyelim. Bunun üzerine Allahü teâlâ tekrar vahiy gönderdi. Resûlullah'ın dizi dizimin üstündeydi vahyin ağırlığı öyle bir çöktü ki kemiklerimin ufalanıp dağılacağını zannettim. Ve beklediği ruhsat nazil oluyor “Özür sahibi olanlar müstesna!” Bu ruhsata rağmen İbni Ümmü Mektûm savaşlara katılıyor, onunki elbette kılıç kılıca çarpışma olmuyor, gür sesi ile bağırarak düşmana korku salıyor. “Sancağı bana verin önde gideyim” diyor “Tehlikeyi görmediğim için sakınmam, üzerlerine yürürüm doğruca!” Nitekim umduğuna nail oluyor, Kadisiye'de şehadet şerbetini içiyor. Şam'da Bab üs-sagir'de medfundur. İslâm'da özürlülerle ilgili çeşitli hükümlerin belirlenmesi, Abdullah bin Ümmi Mektum sâyesinde oluyor. Onların vekil bırakılmaları, imamlık yapmaları, talep edilmesi hâlinde savaşa iştirak etmeleri, farz namazlara katılmaları, köpek besleyebilmeleri gibi konular açıklık kazanıyor. Hazret-i Ebu Bekir devrinde İbni Ümmü Mektum'a müezzinlik dışında görev veriliyor. Abdullah İbni Ümmi Mektûm (Radıyallahü anh) bir defasında Fahr-i Kâinatı ziyaret için hane-i seâdetlerine geldi. Huzura girmek için izin istedi. O sırada Sevgili Peygamberimiz, Ümmi Seleme ile Meymüne radıyallahu anha annelerimizle beraber oturuyorlardı. Hanımlara "Siz şu tarafa çekilin" buyurdular. "Ya Rasûlullah! Onun iki gözü de görmüyor" dediler. Bunun üzerine iki Cihan Güneşi: O görmüyorsa siz de görmüyor değilsiniz ya" buyurdular.
BURSASPOR
Bursasporlu futbolcular pes etmiyor
Bursaspor'da Zonguldak Kömürspor maçı hazırlıkları bugün yapılan antrenmanla devam etti. Yeşil-be...
GÜNDEM
Ölü yunuslar kıyıya vuruyor, sebebi şok etti
Kocaeli'nin farklı bölgelerinde ölü olarak kıyaya vuran yunuslarla ilgili Kocaeli Veterinerler He...
EĞİTİM
1 Nisan Pazartesi günü okullar tatil edildi
Milli Eğitim Bakanlığı, 31 Mart Mahalli İdareler Genel Seçimleri dolayısıyla okulların 1 Nisan Pa...
BURSA
Cumhurbaşkanı Erdoğan tarih verdi! Emekli maaşları yeniden masaya yatırılacak
Cumhurbaşkanı Erdoğan 31 Mart'taki yerel seçim süreciyle ilgili Bursa'da düzenlenen mitingde önem...
GÜNDEM
Sosyal medya fenomeni Talu çifti kuaförlerini de dolandırdı
Yakın çevrelerini 150 milyon lira dolandırdığı iddia edilen sosyal medyada fenomeni Kıvanç ve eşi...
BURSA
Başkan Aktaş, "Ana Kucakları sayısını 100'e çıkartacağız"
Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş, hizmete aldıkları 32 ana kucağında 4 bine yakın ç...